KÜN-EKİ NERDEN GELİYOR???

Ön­-Türk Şaman kültüründe iki damga (tamga) ile sembolize edilmiştir bu anlayış. Birinde GÜNEŞ TANRISI (KÜN) ile AY TANRICASI (EKİ)

SIR BİLDİRENLER: DAİRE :Daire simgesine, tarihi eskiye giden her kavimde rastlamak olası. Bu alanda, dairenin “ortak anlamlar” içermesi, şaşırtıcı gelmediği gibi, sanki “bilimsel bir değer içermezi” doğruluyor gibidir. Ama gerçek öyle değildir. Petrogliflerden mezarlara, tanrıca heykel bezemelerinden barınaklara kadar, çizimi, üretimi zor olan bu simgenin YAYGIN KULLANIMI, ikonografik olarak bir değer yüklenmiş olmasındandır. Dünyanın en eski YAZI DİLİNİ oluşturan ve çoğu Orta-Asya da bulunan “kaya resimleri-petroglif” verilerinde, daire bir SÜS ÖĞESİ olmayıp, bir fikri, düşünceyi, anlayışı yansıtan (ideogram), bilinçli olarak kullanılmış bir simgedir.Tarih öncesinin temel kaosu, “gecedir, karanlıktır.” Ölüm oranının gündüzden çok daha yüksek olduğu gece-karanlık anları için AY (özellikle dolunay), adeta bir yaşam kaynağı, kurtarıcı, “yaşamı sürdürücü” güç olmuştur. Güneşle AYNI BİÇİM özelliğne sahip ayın, gelgitlerden dişiliğin özel günleri olan AY HALİNE (Aybaşına) olan belirleyici etkinliği ise, “kutsamanın” diğer güçlü verileridir. Bu acıdan, Ön-Türklerde ANAHANLIK döneminin (İlkel sosyalist Toplum Biçiminin) temel gücü AY ve ona özdeş sayılan KADIN sayılmıştır. Yine, hem gündüz, hem gece YAŞAMIN VAROLUŞUNU SAĞLAYAN IŞIĞIN kaynağı GÖK olduğu için, daire evreni, göğü temsil etmektedir.Ön Türk kültüründe (Ki dünyanın en eski yorumlaması ve işlevsel olarak kullanmasıdır.), daire ON olarak adlandırılıp, okunmuştur. ON yani daire; “oz” olarak tanımlanmış evrenin, uzayın, göğün de simgesidir. Ki Ön Türk kavimlerinden pek çoğu kendilerini GÖGÜN ÇOCUKLARI, GÖĞE AİT OLANLAR, GÖKTEN GELENLER olarak; “ON HALKI” olarak adlandırmışlardır.Başlangıçta YARIM DAİRE-HİLAL, BOĞA BOYNUZU simgesi olarak, doğrudan dişiliği ve ay’ı simgelerken, DAİRE (Dolunay) olarak da aynı anlamı içerecek biçemde kullanılmıştır.On sayısı, en eski damgalardan birisidir. OZ’u (evreni) de içerir. Bu yüzden bazı Ön-Türk kavimleri kendilerini ON HALKI olarak adlandırmıştır. Boğa boynuzu önceleri AY TANRICASINI (hHilale gönderme, hilalinde kadın kasık bölgesine benzemesi.) simgesi iken, YARIM DAİRE görünüşünden dolayı, ON damgası olarak kullanılmıştır.ON kavramını sayı olarak da kullanan (ki genel olarak 10 çizgi ile ifade edilmiş) Ön Türk kavimlerinde, on’un “ay tanrıçası” ile ilişkililiğini gösteren damgalarda vardırÖn-Türkçe de, ON (10) Ki damga olarak ters ‘U’ veya yatay ‘U’ veya ‘O’ - ‘daire’ olarak çizilir. Proto-Türkçe’deki ON, üç manada kullanılmıştır. 1- 10 sayısı olarak, 2- Kozmos, evren, uzay (anlamında), 3- Proto-Türklerin kendilerine verdikleri isimdir.” (Ön-Türkler ON damgası ile kendilerini bir çeşit GÖKTEN DOĞANLAR, EVRENDEN-YUKARDAN GELENLER olarak niteleyen bu isimle anmak sureti ile, inançlarını da yansıtmış oluyorlarmış.)“Yine ON milleti kavramının “10 çizgi” ile gösterilmiştir Bu “ON” u, KÜN TENRİ’nin (damgadaki figürün) başında 0N-bir (on ve bir-nokta) olarak en eski kaya resimlerinde görmekteyiz.”Halı ve kilimlerimizde, ahşap, taş oymacılığında, (dokuma tekniğine bağlı olan köşeliliğe aldanmadan) hala kullanılması ve halk arasında ÇİZİLMİŞ DAİRE İÇİNDE OLMANIN KORUYUCULUĞUNA inanılması, bu kutsamanın güçlü etkinliğinin sürmesindendir.

15.04.2008


Ömer Faruk DEMİR

Hiç yorum yok: